Mahmud Derviş’in “Celile’de Serçeler Ölüyor” adlı şiiri ve Türkçe çevirisi

Mahmud Derviş’in 1969 yılında yayınladığı “Celile’de Serçeler Ölüyor” ismindeki şiir kitabının aynı adlı şiiridir. Şiirde dikkatimizi çeken hususlara yazının devamında değineceğiz.

Önce şiir:

العصافير تموت في الجليل

Celile’de Serçeler Ölüyor

نَلْتَقِي بَعْدَ قَلِيل

بَعْدَ عَامٍ

بَعْدَ عَامَيْن

…وَجِيل

Biraz sonra buluşuruz

Bir yıl sonra,

İki yıl sonra

Ve bir nesil…

ورَمَتْ في آلَةِ التَّصْوِيرِ

عَشْرِين حَدِيقَة

وعَصَافِيرَ الجَلِيل

ومَضَتْ تَبْحَثُ خَلْفَ البَحْرِ

عَنْ مَعْنَى جَدِيدٍ لِلحَقِيقَة

Ve atıverdi fotoğraf makinesine

yirmi tarlayla

Celile’nin serçelerini

Ve aramaya gitti denizin arkasında

gerçeğe yeni bir anlam

وَطَنِي حَبْلُ غَسِيل

لِمَنَادِيلِ الدَّمِ المَسْفُوك

في كُلِّ دَقِيقَة

وتَمَدَّدْتُ على الشَّاطِئ

رَمْلاً … ونَخِيل.

Bir çamaşır ipidir vatanım

akıtılmış kandan (ibaret) mendillere

her dakika…

Ve uzandım kıyıya

kum namına… ve hurma ağacı

-هِيَ لا تَعْرِفُ

يا رِيتَا! وَهَبْنَاكِ أنا والمَوْتُ

سِرَّ الفَرَحِ الذَّابِلِ فِي بَابِ الجَمَارِك

،وتَجَدَّدْنا، أنا والمَوْت

فِي جَبْهَتِكِ الأُولى

.وفِي شُبَّاكِ دَارِكِ

Bilmiyor o-

Rita! Ben ve ölüm sana verdik

gümrük kapısındaki halsiz sevincin sırrını

Ve belirdik ben ve ölüm

hemen yanı başında

ve evinin camında

وأنا والمَوْتُ وَجْهَان

لماذا تَهْرُبِينَ الآن مِن وَجْهِي

لماذا تَهْرُبِين؟

ولماذا تَهْرُبِينَ الآن مِمَّا

يَجْعَلُ القَمْحَ رُمُوشَ الأَرْضِ مِمَّا

يَجْعَلُ البُرْكَانَ وَجْهاً آخَراً لليَاسَمِين؟

ولماذا تَهْرُبِين؟

Ben ve ölüm iki çehreyiz

Şimdi neden benimkinden kaçıyorsun?

Neden kaçıyorsun?

Ve neden kaçıyorsun-

Buğdayı, toprağın kirpiklerine çevirenden-

volkanı, yasemine başka bir yüz kılandan

Neden kaçıyorsun?

كان لا يُتْعِبُنِي في اللَّيْلِ إلاّ صَمْتُها

حِين يَمْتَدُّ أَمَام البَابِ

كالشَّارِعِ … كالحَيِّ القَدِيم

لِيَكُنْ ما شِئْتِ يا ريتا 

يَكُونُ الصَّمْتُ فَأْساً

أَوْ بَرَاوِيزَ نُجُوم

أَوْ مُنَاخاً لِمَخَاضِ الشَّجَرَة

Gece, bir o kadının sessizliği yorardı beni

Kapının önüne yayıldığında (bu sessizlik)

bir yol gibi… Eski bir mahalle gibi

Dilediğin gibi olsun Rita

Bir balta olsun sessizlik

Ya da yıldızların çerçeveleri

ya da ağacın doğum sancısına mesken (olsun)

إِنَّنِي أَرْتَشِفُ القُبلَةَ

،مِنْ حَدِّ السَّكَاكِين

!تَعَالي نَنْتَمِي لِلْمَجْزَرَة

سَقَطَتْ كالوَرَقِ الزَّائِد

أَسْرَابُ العَصَافِير

…بِآبَارِ الزَّمَن

وأنا أَنْتَشِلُ الأَجْنِحَةَ الزَّرْقَاء

Öpücüğü içime çekiyorum

bıçakların ağzından

Gel, katılalım katliama!

Fazladan bir yaprak gibi düştü

serçe sürüleri

zamanın kuyularına…

Ve ben, mavi kanatları kurtarıyorum.

،يا رِيتَا

أنا شَاهِدَةُ القَبْرَ الذي يَكْبُرُ

،يا ريتا

أنا مَنْ تَحْفُرُ الأَغْلَالُ

فِي جِلْدِيَ

…شَكْلاً لِلْوَطَن

Rita, 

Büyüyen kabrin şahidiyim ben

Rita,

Kelepçelerin kazdığı kişiyim 

cildine

vatanın şeklini…

Çeviri Notları

  • ورَمَتْ في آلَةِ التَّصْوِيرِ: şair bu dizede “fotoğraf çekmek” anlamına gelen صَوَّرَ veya الْتَقَطَ gibi fiiller yerine “atmak” anlamına gelen ”رَمَى“ fiilini kullanır. رمى fiili, fotoğrafın gelişi güzel veya hızlıca çekildiğine işaret ediyor olabilir.
  • فِي جَبْهَتِكِ الأُولى: hemen yanı başında diye çevirdiğimiz dize, tam olarak “ilk cephende” anlamına gelir.
  • بَرَاوِيزَ نُجُوم: “yıldızların çerçeveleri” olarak çevirdiğimiz bu terkibin, “gezegenlerin çerçeveleri” anlamına gelmesi de mümkün.
  •  أَرْتَشِفُ: “çekiyorum” diye çevirdiğimiz bu fiil aynı zamanda “soğurmak, yudumlamak” gibi anlamlara da geliyor.
  •  أنا شَاهِدَةُ القَبْرَ: şair burada kendisi için eril olan “شَاهِد” kelimesi yerine “شَاهِدَة” kelimesini kullanır.

Şiir Notları

Celile Neresi?
Celile bölgesi tarihsel olarak Kermil Dağı (الكرمل)  ile Cilbû’ dağlarının (جبال جلبوع) kuzeyini ifade eder. Aşağıdaki haritada bu bölgeler “Carmel Range” ve “Gilboa Range” ifadeleri ile belirtiliyor. Celile’nin doğuda Taberiye Gölü’ne (sea of Galilee) batıda ise Akdeniz’e kıyısı bulunur. Bölge, kuzeyde Lübnan ile sınır komşusudur.

Şairimiz de Celile’de, Akka’nın doğusundaki bir köyde dünyaya gelmiş; İsrail’in saldırıları sonucu yedi yaşındayken ailesiyle birlikte Lübnan’a bir süreliğine sığınmıştır. Geri döndüklerinde ise köylerinin çoktan yıkıldığını görmüşlerdir.1 Celile’de yıllar boyu süren işgali dile getiren bu etkileyici dizeler üzerine gelin birlikte düşünelim.

Şair Bize Ne Anlatıyor?
“Biraz sonra buluşuruz /Bir yıl sonra/ İki yıl sonra/ Ve bir nesil…”
Şair kime sesleniyor? Belki Celile’ye belki de biz okuyucularına…

Daha sonra Celile’nin tarlalarını fotoğraflayan bir kadınla karşılaşıyoruz. Bu kadın bir muhabir olabilir. Tüm gördüklerini, şairin deyimiyle “fotoğraf makinesine attıktan sonra” sahile gider ve burada gördüklerine başka bir anlam aramaya koyulur. 

Şairimiz ise gerçekliğe başka bir anlam aramaz. Onun gerçekliği ölümdür. İşte bu sırrı- sınırdan karşıya geçebilenlerin buruk rahatlığının sırrını- bu kadın bilmez. Ölümdür o sır.

Şair de aynı kıyıya gelir ancak onun tercihi yere kum gibi serilmek olur. Belki de, böylece kendini vatanıyla bütünleşmiş hisseder. Tüm bu ölümlere ve yıkımlara şahit olan vatanıyla. Ve şahit olunanla, yani ölümle de artık yoldaş gibidir.

Ve Rita’ya seslenir. Kendisi vatanıyla bütün ve ölümle dostken, Rita neden kaçıyordur?

“Neden kaçıyorsun?/ Ve neden kaçıyorsun/ Buğdayı, toprağın kirpiklerine çevirenden/ volkanı, yasemine başka bir yüz kılandan/ Neden kaçıyorsun?”

Atılan bombalarla ve yakılan tarlalarla artık buğday başakları eğilmiş, adeta toprağın kirpikleri haline gelmiştir. Yasemin ise artık baharın ve güzelliklerin değil, patlamaların ve enkazın bir başka yüzüdür.

Ve Rita’nın sessizliği uzayıp yayılır. Hiç bitmeyen bir sessizlik… Bu sessizlik tıpkı bir balta gibi keskindir, belki de sessiz sedasız bir iştiraktir şaire. Tıpkı yıldız çerçevelerin ya da doğum sancısının meskeni gibi… 

Şair, bıçakların keskin yüzünü bir sevgili gibi kabul ettiği bu gerçekliğe çağırıyor Rita’yı. Gökten düşen serçe sürülerinin artık yaşamayan soğuk kanatlarını, düştükleri yerden kurtarıyor. Serçeler burada belki masumiyetin sembolüdür, belki de dünyadan ayrılan minik hayatların.

“Rita/ Büyüyen kabrin şahidiyim ben/ Rita/ Kelepçelerin kazdığı kişiyim/ cildine/ vatanın şeklini…”

Çoğu Filistinli genç gibi Derviş de defalarca kez tutuklanmış, kelepçelenmiştir. Ancak şair tüm bu zincirlerin tersine işlediğini, sadece vatan sevgisini ve vatanında kalma arzusunu güçlendirdiğini ifade eder.

Yeni Kelimeleri Yoklayalım

Kaynaklar

Celile haritası:https://ar.maps-jerusalem.com/الجليل-خريطة

1 https://islamansiklopedisi.org.tr/mahmud-dervis

Peki en çok hangi dizeyi beğendin?

Yorumunuzu Buraya Bırakabilirsiniz:

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Kategoriler

Abone Olun

Yeni yazılarımızı herkesten önce okumak ve etkinliklerimizden haberdar olmak için mail bültenimize abone olabilirsiniz.

Son Yazılar

Ölümün Kıyısında Hayat: Ebu’l Atahiye’nin Ölüm Savuşturulamaz Adlı Şiiri ve Türkçe Çevirisi

ِAbbasi döneminin önemli şairlerinden Ebu’l Atâhiye أَبُو العَتَاهِيَة zühd konusunu işlediği şiirleriyle tanınmıştır. Onun zühdiyyât (الزُّهْدِيَّات)...

Talihsiz Bir Aşk Hikayesi: İbrahim Naci’nin Şiiri Ve Türkçe Çevirisi [4/4]

Lirik şiirin önemli temsilcilerinden sayılan, “Şâ’irü’l Atlâl” (شَاعِرُ الْأَطْلَالِ) olarak da bilinen İbrahim Nâcî’nin (إبْرَاهِيم نَاجِي) sevdiğinden ayrı düşmesi üzerine yazdığı...

Kalemi Kırılan Aşık: Cemilu Buseyne’nin Dâliyyesi (2/2)

Sevgilisi Buseyne’ye nispetle anılan Cemîlu Buseyne (جَمِيلُ بُثَيْنَة) Emevî döneminin önde gelen şairlerinden biri kabul edilir. Özellikle bu devirde ortaya çıkan...