Mahmud Derviş’in “Rita ve Tüfek” Adlı Şiiri ve Türkçe Çevirisi

Şairin “Rita ve Tüfek” isimli şiiri 1967 yılında çıkan “آخر الليل” adlı divanında geçmektedir. [1] Vatansever kimliğiyle öne çıkan Mahmud Derviş’in bu şiirinde davası ile kalbi arasında seçim yapmak zorunda kalışına şahit oluyoruz. Yazıyı ben ve Esra sizler için hazırladık.

Marsil Halife’nin “Rita ve Tüfek” şiirine yaptığı beste

Önce Şiir

رِيتَا وَالْبُنْدُقِيَّة

Rita ve Tüfek

بَيْنَ رِيتَا وَعُيُونِي … بُنْدُقِيَّة

وَالذِّي يَعْرِفُ رِيتَا، يَنْحَنِي

وَيُصَلِّي

لِإِلَهٍ فِي العُيُونِ العَسَلِيَّة

Bir tüfek… Gözlerim ve Rita arasında

Rita’yı tanıyan, eğilir

ve dua eder

o bal gözlerdeki kutsallığa

… وَأنا قَبَّلْتُ رِيتَا

عِنْدَمَا كَانَتْ صَغِيرَة

ْوأنا أَذْكُرُ كَيْفَ الْتَصَقَت

بِي ، وَغَطَّتْ سَاعِدِي أَحْلَى ضَفِيرَة

وأنَا أَذْكُرُ رِيتا

مِثْلَمَا يَذْكُرُ عُصْفُورٌ غَدِيرَه

Ve öptüm Rita’yı…

o küçükken daha

Ve hatırlarım nasıl sıkıca tutunduğunu bana,

ve kolumun o en tatlı zülüfe dolaşmasını

ve hatırlarım Rita’yı

tıpkı serçenin gölünü hatırladığı gibi…

آه … رِيتَا

بَيْنَنَا ملْيُون عُصْفُور وَصُورَة

وَمَوَاعِيدُ كَثِيرَة

أَطْلَقَتْ نَاراً عَلَيْهَا … بُنْدُقِيَّة

Ah Rita…

Aramızda milyonlarca serçe ve bir resim

çokça da vaat var.

Ateş etti hepsine, bir tüfek…

اِسْمُ رِيتَا كَانَ عِيداً فِي فَمِي

جِسْمُ رِيتَا كَانَ عُرْساً فِي دَمِي

وأنا ضَعْتُ بِرِيتَا … سَنَتَيْن

وَهي نَامَتْ فَوْقَ زِنْدِي سَنَتَيْن

وتَعَاهَدْنَا عَلَى أَجْمَلِ كَأْس ، وَاحْتَرَقْناَ

فِي نَبِيذِ الشَّفَتَيْن

وَوُلِدْنَا مَرَّتَيْن

Rita’nın adı bayramdı dudağımda

bedeni düğündü kanımda

Ben ki kayboldum Rita’da iki sene

kollarımda uyudu Rita iki sene

Kadehlerin en güzeline sözleşmiştik, ve yandık

dudakların şarabında,

ve doğduk bir kez daha

آه … رِيتَا

أَيُّ شَيْءٍ رَدَّ عَنْ عَيْنَيْكِ عَيْنَيَّ

سِوَى إِغْفَاءَتَيْن

وغُيُومٍ عَسَلِيّة

!قَبْلَ هَذِي الْبُنْدُقِيَّة

Ah Rita

gözlerini gözlerimden ne alıkoyabilirdi ki

bir iki uyuklama ve

bal rengi bulutlar dışında,

bu tüfekten önce

كَانَ يَا مَا كَان

يَا صَمْتَ العَشِيَّة

قَمَرِي هَاجَرَ فِي الصُّبْحِ بَعِيداً

فِي العُيُونِ العَسَلِيَّة

والمَدِينَة

كَنَّسَتْ كُلُّ المُغَنِّينَ، وَرِيتَا

بَيْنَ رِيتَا وَعُيُونِي … بُنْدُقِيَّة

Bir varmış bir yokmuş…

Ey akşamın sessizliği

bir sabah mehtabım (Ay),

göç etti o bal gözlerde.

Ve şehir…

süpürdü tüm şarkıcıları ve Rita’yı

Bir tüfek… Gözlerim ve Rita arasında…

Şiir Notları

1) Derviş ve Rita

İlk divanını henüz on dokuz yaşındayken telif eden Derviş, sürgünlerle dolu hayatına birçok eser sığdırmıştır. Bu eserlerin çoğu, ”pasaportta damgasını bulamadığı ülke” olarak tanımladığı memleketi Filistin hakkındadır. [2] İlk dönem şiirlerinde vatan-millet olgusunu çokça işlediği için Şâkir en-Nablusî tarafından “toprak delisi” olarak da nitelendirilmiştir. [3]

Şiirlerinde vatansever kimliği öne çıkan Derviş’in, “Rita Ve Tüfek” adlı şiiri de ilk bakışta vatanına yazılmış gibi anlaşılabilir. Ancak şiirdeki Rita, Derviş’in gençlik yıllarındaki sevgilisi İsrailli-Yahudi Tamar Ben Ami’yi temsil eder. Derviş, 1967 Haziran’ında İsrail Hava Kuvvetleri’ne katılması sebebiyle Ben Ami ile yollarını ayırmıştır ve ona duyduğu muhabbeti bu şiir ile ifade etmiştir. Şiirde, davası ve kalbi arasında bir seçim yapmak zorunda kalan bir adamın sitemine şahit oluruz. Bu şiirin daha sonraki dönemlerde, Derviş ve Tamar Ben Ami’nin kaderini yaşayan diğer İsrailli ve Filistinli aşıklara cesaret verdiği söylenebilir. [4]

2) İsrail Ordusu ve Kadın Askerler

İsrail’in askeri sisteminin temelini “silahlı-ulus” yani (nation-in-arms) ideolojisi oluşturuyor. 1917 Balfour Deklarasyonun’da Yahudiler’in, Filistin nüfusunun yüzde 8’inden azını oluşturdukları biliniyordu. Ayrıca Yahudiler, Filistin’e yerleşme ve burada bir devlet kurma planlarını toprak satın alarak hızlandıramadıklarının farkındaydı. Tam da bu yüzden 1920 yılında Filistin İngiliz mandası yönetimindeyken gizlice örgütlenen Yahudi milis grubu Hagana’yı görüyoruz. Bu süreçte Yahudiler, bir yandan gizlice örgütlenirken bir yandan da Filistin halkıyla barış içinde yaşamak istediklerini ifade ediyorlardı. Daha sonraki süreçlerde de bu askeri yapılanmalar çoğunlukla sessiz sedasız devam etti. Jabotinsky ve Ben-Gurion gibi Siyonist öncüler tarafından bu askeri yapılanma hem bir İsrailli-Yahudi devleti kurmak için gerekli görüldü hem de yeni bir ulusun inşaası için. 1940-1950li yıllarda Ben-Gurion’un politik programının temelinde askeriyeyi, yeni Yahudi toplumunu dönüştürmek için kullanma fikri yatıyordu. Böylece farklı görüşlere ve dini tutuma sahip Yahudiler arasında bir kaynaşma öngörüldü. “Silahlı-ulus” düşüncesine göre yeni Yahudi ulusu bir ordu; ordu da bir ulus demekti. [5] Böylece İsrail, kuruluşunu ilan ettiği ilk yıllardan itibaren her Yahudi’nin (kadın ve erkek) askeri hizmetle görevli olacağı bir sistemi yasalaştırdı. [6]

3) Şair Bize Ne Anlatıyor?

Bir tüfek… Gözlerim ve Rita arasında

Şiirde dikkat çeken noktalardan biri, Derviş’in kendisiyle Rita arasında var olduğunu söylediği milyonlarca serçe, bir resim ve çokça da vaadi sıralarken “ben ve Rita arasında” yerine “gözlerim ve Rita arasında” şeklinde bir ifade kullanmasıdır. “Ben ve Rita” gibi bir ifade kullanılmış olsaydı, gözle gerçekleşen görme eylemine yapılan vurgu fark edilemeyebilirdi. Fakat ”gözlerim ve Rita” ifadesi gören ve görülen ilişkisine vurgu yapar. Başka bir deyişle, etken ve edilgen arasında var olan bir bağa dikkat çekilir. Derviş Rita’ya duyduğu muhabbeti kendisinin gördüğü ya da görmek istediği şekilde bize aktarır. Derviş’in hatırladığı Rita’yı tarif ederken kullandığı ifadeler ile gözleri ve Rita arasına giren tüfeğin sonuçlarından bahsederken kullandığı ifadeler, Rita’ya dair bir hayal kırıklığını gösterir. Şair Rita’yı belirli bir süre kendi görmek istediği biçimde görmüştür.

Bu durumu daha anlaşılır kılan ifadelerden birine örnek olarak, “bir sabah mehtabım (Ay)/ göç etti o bal gözlerde” ifadesini verebiliriz. Burada Rita’nın gözlerinde görülen ve daha sonra kaybolan bir aydan bahsedilir. Derviş’in Ay’ım ifadesini kullanması bir aidiyetin işaretidir.. Başka bir ifadeyle; Ay Rita’nın gözlerinde bulunsa bile, onu Ay yapan aldığı ışığı yansıtmasıdır. Işığı yansıtma özelliği olmasaydı varlığından bile haberdar olunamayacak kadar karanlıkta kalabilir ve bilinemeyebilirdi. Bu nedenle, Rita’nın gözünde var olan Ay’ın, ışığını Derviş’ten alması ve yansıtması nedeniyle Derviş’e izafe edildiği söylenebilir.  Bize göre bahsi geçen Ay ve yansıttığı ışık, aşkın kaynağıdır. Derviş’in Rita ‘da gördüğü de kendi aşkından başkası değildir.

“Ey akşamın sessizliği/ bir sabah mehtabım (Ay)/ göç etti o bal gözlerde”

Yukarıdaki dizeler üzerinden yapılabilecek başka bir yorum da olabilir. Bilindiği üzere Ay, ışığını Güneş’ten alan ve aldığı ışığı yansıtan bir gezegendir. Buradan; Rita’nın gözlerinden yansıyan ışığın, kaynağını artık Derviş’ten almadığı ve Rita ile kaybolduğu sonucu çıkarılabilir. Fakat, Derviş ona ait olan Ay’ın Rita’nın gözleriyle gittiğini ifade etmektedir. Bu durumda; Ay’ın, o gözlerle gitse bile ışığını Derviş’ten almak suretiyle hala Derviş tarafından aydınlatıldığı anlamına gelebilir. Dolayısıyla Derviş’in Rita’ya duyduğu sevginin ve onu görmek isteğinin devam ettiğini söyleyebiliriz.

Bu noktada sorulması gereken en önemli sorulardan biri, Derviş’in gözleriyle Rita arasına giren tüfeğin kimin elinde olduğu ve kim tarafından tetiklendiğidir. İlk bakışta tüfeğin Rita’nın elinde olduğu düşünülse bile şiirde tüfeğin kimin elinde olduğuna dair açık bir ifade ve suçlama yoktur. Derviş’in belirli bir süre Rita’nın ellerinde tüfek görmese de, onun bir tüfeğin sahibi olduğunu bildiği ancak bunu bilmemezlikten geldiği söylenebilir. Her ne kadar gözleriyle Rita arasına giren tüfeğin nedeni savaş olsa da, Rita bir tercihte bulunarak bu tüfeği eline almıştır. Derviş’in bunu bilmesine rağmen Rita’yı suçlamamıştır ve suçu ikisinden de bağımsız olarak ortaya çıkmış olan savaşa yüklemiştir. Bunun nedeni Rita’yı elinde bir tüfekle hatırlamak istememesi olabilir. Burada daha ileri bir okuma yapacak olursak;  Derviş’in Rita’yı değil savaşı ya da tüfeği suçlamasının nedeni olarak, bildikleri karşısında sessiz kaldığı için tüfeği aslında kendisinin de tetiklemiş olduğunu düşünmesi olabilir. Belki Derviş için daha da üzücü olan bu değildir. Üzücü olan; kendisine ait hissettiği Ay’ın, göç ettiği yere hiçbir zaman ait olamayacak olmasıdır.

Çeviri Notları

  • رِيتَا: Rita ya da Ritta ismi Arapça’ya “Margaret” isminden geçmiştir. [7] Margaret kelimesinin ise Yunanca “inci” anlamına gelen margaritēs kelimesinden geldiği düşünülüyor.[8]
  • بُنْدُقية: “Mermi atan alet” anlamına gelen kelime adını بُنْدُق kelimesinden alır. “بُنْدُق” kelimesi “fındık” anlamına geldiği gibi “mermi” anlamına da gelmekte.
  • الْتَصَقَتْ بِي: “Sıkıca tutunmak” olarak çevirdiğimiz fiil, “yapışmak, ayrılmamak, bitişmek, (bir şeye) bağlı kalmak” anlamlarına gelir.
  • غَطَّتْ: “Dolaşmak” şeklinde çevirdiğimiz kelimenin tam manası “daldırmak, (bir şeyin) içine batırmak”tır.
  • سَاعِد: “Önkol, bilekle dirsek arasındaki yer” anlamına gelir.
  • غَدِيرَ: “Göl” yahut “su birikintisi” anlamına gelir. Şiirde iyelik ekiyle birlikte “غَدِيره” yani “gölünü” şeklinde kullanılmış. غَدِيرَ kelimesinin sonuna “ة” eklendiğinde ise kelime “göl, gölcük” anlamını taşımakla birlikte “zülüf, saç örgüsü” anlamlarına da gelir. Cümle sonundaki hareke okunmadan durulduğunda “غَدِيره”kelimesi ile “غَدِيرَة” kelimesi aynı sesle okunur. Böylece şair bu dizede bir ses oyunu yapmak istemiş olabilir.
  • زِنْد: “Kollarımda” şeklinde çevirdiğimiz kelime, önkoldaki iki kemikten birinin adıdır.

Yeni Kelimeleri Yoklayalım

Kaynaklar

[1] Dervîş. el-Divân: el-A’mâl’ul-ûlâ.

[2] Eyüp Akşit’in “Mahmud Derviş Şiirlerinde Dini Semboller” adlı doktora tezine http://acikerisim.ikc.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11469/688/123-DT%20Eyup%20Ak%C5%9Fit%202017.pdf?sequence=1&isAllowed=y buradan ulaşabilirsiniz.

[3] Eyüp Akşit, Mahmut Derviş Şiirinde Evreler-I https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/377526

[4]https://margaridasantoslopes.com/2014/06/21/darwish-through-the-eyes-of-three-women-one-of-them-his-jewish-lover/
Ibtisam Mara’ana, 2014 yılında Mahmud Derviş’in hayatını konu alan “Write down, I Am an Arab” adlı belgesini yayınlar. Mara’ana bu belgesel için o dönem Berlin’de yaşayan Tamar Ben Ami ile iletişime geçmiş. Yazıda, Ibtisam Mara’ana’yla bu belgesel hakkında yapılmış röportajı bulabilirsiniz.

[5] Zabner, Haim Bresheeth. An Army Like No Other: How the Israel Defense Forces Made a Nation, “Building the Nation”.

[6] Cohen, Stuard. Israel and its Army: From Cohesion to Confusion. 

[7] Mevsûat’ül-Sultân Kâbûs li-esmâu’l-arab’da “ريتا: إحدى صور مرجريت” olarak geçer.

[8] https://www.etymonline.com/word/margaret

Yorumunuzu Buraya Bırakabilirsiniz:

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Kategoriler

Abone Olun

Yeni yazılarımızı herkesten önce okumak ve etkinliklerimizden haberdar olmak için mail bültenimize abone olabilirsiniz.

Son Yazılar

Bir Eleştirmen Gözüyle Toplum: Zeki Mübarek’in Üç Eleştirel Metni ve Türkçe Çevirileri

Mısırlı düşünür, edebiyatçı, şair ve eleştirmen Zekî Mübârek (زكي مبارك) Mısır’ın İngiliz sömürgesi altında olduğu yıllarda yaşamış, işgal esnasında halkı işgalcilere...

Bir Mabede Ağıt: Hafız İbrahim’in Ayasofya Şiiri ve Türkçe çevirisi

Dünya kültür mirasları arasına adını altın harflerle yazdıran Ayasofya'yı, yaklaşık 1500 yıl ayakta kalarak iki farklı dini ve kültürel dokuya ev...

İstilanın Ömrü: Mahmud Derviş’in “Gelişigüzel Kelimeler Arasından Geçip Gidenler” Şiiri ve Türkçe Çevirisi

Filistin'in ulusal şairi kabul edilen Mahmûd Dervîş (مَحْمُود دَرْوِيش), şiirleriyle Filistin’in özünü anlamaya ve yansıtmaya çalışır. Sizler için çevirdiğimiz "Gelişigüzel Kelimeler...