Mirkat.org

Ölüme Sesleniş: Fevzi el-Maʿluf’un Dünyanın Nihayeti Adlı Kasidesi ve Türkçe Çevirisi

Vatanlarından ayrı kalmanın üzüntüsünü, sevdiklerine karşı duydukları dâimi özlemi şiir yoluyla ifade eden diğer Mehcer şairleri gibi Fevzî el-Ma‘lûf (فَوْزِي الْمَعْلُوف) da vatan hasretini çok ince duygularla şiirlerine nakşetmiştir. Şair, sadece vatanına hitap etmekle kalmamış, bazı şiirlerinde ölüm temasını da vurgulamıştır. Ölümü, bir dizesinde şöyle tarif etmiştir: “Yağını bitiren kandil nasıl sönerse, insanın ömrü de öyle söner.” [1]

Yazımızda ele aldığımız “نِهَايَةُ الْعَالَمِ” adlı şiiri de Fevzî el-Ma‘lûf’un ölüm temalı şiirlerinden biridir. Şiirin, dünyanın sonunun geleceğine dair uyarılarda bulunan İngiliz astronom Porta’nın kehanetleriyle ilgili gazetelerde 17 Aralık 1919’da yer alan haberlerlerden sonra yazılması dikkat çekicidir. [2] Şairin hayata acıyarak baktığını, ölümden korkmadığını anlatan bu kasideyi gelin birlikte okuyalım.

Önce Şiir

نِهَايَةُ الْعَالَمِ

Dünyanın Nihayeti

وَالْآنَ يَا مَوْتُ إِلَيَّ اقْتَرِبْ

يَا مَرْحَبًا بِالْمُوثِقِ الْمُعْتِقِ

Şimdi sen ey ölüm, yaklaş bana

Merhaba azat eden pranga

مُعْتِقِ نَفْسِي مِنْ قُيُودِ الْأَسَى

مُوثِقِ جِسْمِي فِي الْمَدَى الضَّيِّقِ

Acıların zincirinden ruhumu hür bırakan

Daracık boşluğa bedenimi bağlayan

هَاكَ شَبَابًا نَاضِرًا فَاحْتَسِبْ

وَهَاكَ قَلْبًا نَابِضًا فَاخْنُقِ

İşte karşında taze gençlik, al senin olsun

Nabzı atan bir kalp, kes nefesini

لَمْ يَبْقَ لِي فِي الْأَرْضِ مِنْ بُغْيَةٍ

 مَا الْأَرْضُ إِلَّا جَنَّةُ الْأَحْمَقِ

Yeryüzünde bir emelim kalmadı

Zaten dünya sadece aptalların cennetidir

***

اَلنَّاسُ؟ مَا فِيهِمْ سِوَى غَادِرٍ

مُرَاوِغٍ أَوْ مُفْسِدٍ مُقْلِقِ

İnsanlar mı? Hepsi vefasız, hilekâr

Yahut huzur kaçıran bozguncu

اَلْمَاْلُ؟ لَيْسَ الْمَالُ عِنْدِي سِوَى

جَرَادَةِ الْعَيَّارِ وَالزِّئْبَقِ

Zenginlik mi? Benim gözümde sadece,

Ayyâr’ın çekirgesi, bir zehir.

اَلشِّعْرُ؟ بَحْرٌ كَامِلٌ وَافِرٌ

وَلَيْسَ يُرْوِي غُلَّةَ الْمُسْتَقِي

 Şiir mi? Kâmil ve vâfir bir deniz

Yine de susamış kimsenin susuzluğunu gidermez

السَّيْفُ؟ وَالْفَرْدُ بِطَيَّارَةٍ

أَقْوَى مِنَ الْفِرْقَةِ وَالْفَيْلَقِ

Kılıç mı? Uçağı olan tek bir kişi,

Ordudan ve topluluktan daha güçlüdür.

اَلْعِلْمُ؟ وَالْكَاسِبُ مِنْ مِعْوَلٍ

خَيْرٌ مِنَ الْكَاسِبِ مِنْ مُهْرَقِ

İlim mi? Kazma ile para kazanan,

Kağıt ile kazanandan daha hayırlıdır.

اَلْحُبُّ؟ قِفْ يَا مَوْتُ وَاشْفِقْ عَلَى

قَلْبِي وَدَعْهُ لَحْظَةً يَخْفُقِ

Aşk mı? Ey ölüm dur şimdi ve acı kalbime

Bırak onu biraz, nabzı atsın

دَعْ مُقْلَتِي تَبْكِي قُبَيْلَ النَّوَى

تَبْكِي عَلَى الْوَرْدِ عَلَى الزَّنْبَقِ

Son menzile ulaşmadan önce bırak gözlerim ağlasın

Güllere, zambaklara ağlasın

تَبْكِي عَلَى رَوْضِ غَرَامٍ ذَوَى

مَا فِيهِ مِنْ زَاهٍ  وَمِنْ رَيِّقِ

Ağlasın sararıp solan sevda bahçesine

Orada ne bahar kaldı ne de sevinç

لِي بُغْيَةٌ قَبْلَ الرَّدَى لَيْتَهَا

تَمَّتْ فَلَمْ آسَفْ وَلَمْ أَفْرَق

Tek bir temennim var ölmeden önce

Keşke gerçekleşse, o zaman ne üzülür ne de korkardım

وَتِلْكَ أَنْ أَلْمَحَ مَحْبُوبَتِي

فَنَحْنُ بَعْدَ الْيَوْمِ لَنْ نَلْتَقِي

O da sevdiğimi göz ucuyla bile olsa görebilmek

Çünkü artık asla kavuşamayacağız…

Şiir Notları

1) Fevzî el-Maʿlûf Kimdir?

Lübnanlı şair Fevzî el-Maʿlûf, 1899 yılında Lübnan‘ın Zahle şehrinde dünyaya gelmiştir. Kültürel bir ortamda, şairlerin ve tarihçilerin mensup olduğu bir ailede yetişmiştir. Babası İsâ İskender el-Maʿlûf, edebiyat ve bilim çevrelerinde nam salmış bir bilim adamı ve tarihçidir. [3] Kardeşleri ve dayıları ise modern Arap edebiyatına katkıda bulunmuş şairlerdendir. Üç yaşında okuma-yazma eğitimine başlayan şair, sekiz yaşına geldiğinde işi için Şam’da bulunan babasına mektuplar yazmıştır. İlk öğrenimini Zahle’de tamamlayan şair, eğitimine devam etmek için on dört yaşında Beyrut’a taşınmış, aynı zamanda Lübnan ve Suriye gazetelerinde yazılar yazmıştır. Şiir yazmaya Zahle’deyken 1913 yılında başlamış olsa da, şairlik yeteneği 1914’te kendi el yazısıyla “Mecelletü’l-âdâb” adlı bir okul dergisi çıkarmasıyla fark edilmiştir. On beş yaşında böyle bir dergi çıkarması onun edebiyata olan düşkünlüğünü göstermektedir. [4] Babasının da teşvikleriyle şairliğe yönelen Ma’luf, ülkesinde uzun süre kalamamış, Lübnan’ın İngiliz-Fransız mandasına girmesinden sonra Brezilya’ya göç etmiştir. Orada kendisini büyük ölçüde etkileyen Mehcer şairleriyle tanışmış, onların acılarına ve vatan özlemine ortak olmuştur. Bu yaşadıkları, Fevzî el-Maʿlûf’un melankolisinin de etkisiyle ünlü olmasına sebep olmuş; yazdıklarına bakıldığında, ölüm arzusunun hiç bir zaman peşini bırakmadığı ve sürekli zihnini meşgul ettiği anlaşılmıştır. Alâ Bisâti’r-rîh ve Sukutu Gırnata en önemli eserleri arasındadır. Portekizce ve Fransızca dillerine hakim olmasıyla Arap kültürünün yanı sıra Batılı kültürleri de eserlerinde başarıyla işleyen şairimiz 1930’da Brezilya’da vefat etmiştir. [5]

2) Şair Bize Ne Anlatıyor?

“Âyyar’ın Çekirgesi” Arap mesellerinden biri olup aç kaldığında çekirge yiyen Âyyar adlı bir bedeviye atfedilmektedir. Rivayetlere göre Âyyar çekirgeleri canlı canlı yemekte bazılarını da elinden kaçırmaktadır. Şair zenginliği her an kaçıp gidebilecek çekirgelere benzetmektedir.

Çeviri Notları

Yeni Kelimeleri Yoklayalım

Kaynaklar

Şiir için:

el-Maʿlûf, F. (2013). Dîvânu Fevzî el-Maʿlûf. Kahire: Hindavî, 29. 

[1], [2], [4] Abdüşşehîd, S. (1967). Fevzî İsâ İskender el-Maʿlûf (Yüksek Lisans Tezi). Beyrut Amerikan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Beyrut

[3], [5] Küçük, N. (2018). Fevzî Maʿlûf Hayatı, Eserleri ve Alâ Bisâti’r-rîh (Uçan Halı) Adlı Şiirin Tahlili (Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları (Arap Dili ve Edebiyatı) Anabilim Dalı, İstanbul.

Kapak Görseli:

Frederick Cayley Robinson / Orphan girls entering the refectory of a hospital (1915)

Exit mobile version