Reddiye Niteliğinde Bir Şiir: İbn Teymiyye’nin Kaside-i Lamiyyesi ve Türkçe Çevirisi

İslam tarihinde Selefîlik geleneğinin öncü isimlerinden Takiyyüddin İbn Teymiyye’yi (اِبْنُ تَيْمَيَّة) sahip olduğu geniş ilminin yanı sıra velûd bir yazar oluşuyla da tanıyoruz. Yaşadığı dönem itikadi görüşleri hakkında pek çok tenkide maruz kalan âlim, kendisine yöneltilen eleştirilere cevap niteliğinde bir şiir yazmaya karar verir. İbn Teymiyye’nin tartışmalarda gösterdiği cesaret, yazımızın konusu olan ve kendisine nisbet edilen “Lâmiyye Kasîdesi”nin (الْقَصِيدَةُ اللاَّمِيَّة) ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Sade bir dil kullandığı 16 beyitlik gayet kısa şiirinde; ilahi sıfatlar, ahiret günü, sahabe ve Kur’ân-ı Kerim gibi temel itikadi konular hakkındaki görüşlerine yer vermiştir.

Şiirin İbn Teymiyye’ye ait olmadığına dair bazı iddialar bulunsa da yaygın kanaat bu şiirin kendisinin kaleminden çıktığı yönündedir. İbn Teymiyye’nin meşhur Lâmiyyesi’nin Türkçe çevirisini yazımızda bulabilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=p5J5VKJgrUc

Önce Şiir

Kasidetü’l-Lâmiyye / İbn Teymiyye

لَامِيَّةُ ابْنِ تَيْمِيَّة

يَا سَائِلِي عَنْ مَذْهَبِي وَعَقِيدَتِي

رُزِقَ الْهُدَى مَنْ لِلْهِدَايَةِ يَسْأَلُ

Ey bana mezhebimi ve akidemi soran!

Hidayete erdirilsin hidayeti arayan

اسْمَعْ كَلاَمَ مُحَقِّقٍ فِي قَوْلِهِ

لَا يَنْثَنِي عَنْهُ وَلَا يَتَبَدَّلُ

Şu muhakkikin kelamına kulak ver

O ki sözünü eğip bükmeden söyler

حُبُّ الصَّحَابَةِ كُلِّهِمْ لِي مَذْهَبٌ

وَمَوَدَّةُ الْقُرْبَى بِهَا أَتَوَسَّلُ

Mezhebim muhabbet beslemektir tüm sahabeye

Ehl-i Beyt sevgisidir Allah’a yaklaşmama vesile

وَلِكُلِّهِمْ قَدْرٌ عَلاَ وَفَضَائِلٌ

لَكِنَّمَا الصِّدِّيقُ مِنْهُمْ أَفْضَلُ

Her birinde vardır nice fazilet ve kemâl

Ancak es-Sıddık’tır içlerinde en efdal

وَأَقُولُ فِي الْقُرْآنِ مَا جَاءَتْ بِهِ

آيَاتُهُ فَهُوَ الْكَرِيمُ الْمُنْزَلُ

Kur’ân hakkında derim âyetlerde geçeni

Onun yüce bir kitap olarak tenzîl edildiğini

وَأَقُولُ قَالَ اللهُ جَلَّ جَلاَلُهُ

وَالْمُصْطَفَى الْهَادِي وَلاَ أَتَأَوَّلُ

Tevil etmeden derim ki “Allâh Celle Celâluhu,

Ve hidayete ulaştıran Mustafa şöyle buyurdu.”

وَجَمِيعُ آيَاتِ الصِّفَاتِ أُمِرُّهَا

حَقًّا كَمَا نَقَلَ الطِّرَازُ الْأَوَّلُ

Haktır tüm sıfat ayetleri benim indimde

Saff-ı Evvel’in bize naklettiği şekilde

وَأَرُدُّ عُهْدَتَهَا إِلَى نُقَّالِهَا

وَأَصُونُهَا عَنْ كُلِّ مَا يُتَخَيَّلُ

Nakilcilere bırakırım bu hususta mesuliyeti

Tenzih ederim tahayyülden Sıfat-ı İlâhî’yi

قُبْحاً لِمَنْ نَبَذَ القُرَانَ وَرَاءَهُ

وَإِذَا اسْتَدَلَّ يَقُولُ قَالَ الْأَخْطَلُ

Yazıklar olsun Kur’an’ı geriye itenlere

Delil istenince “Ahtal şöyle der” diyenlere

وَالْمُؤْمِنُونَ يَرَوْنَ حَقًّا رَبَّهُمْ

وَإِلَى السَّمَاءِ بِغَيْرِ كَيْفٍ يَنْزِلُ

Müminler muhakkak görecekler Rablerini

Semâya iner O (c.c.), keyfiyetten müstağni

وَأُقِرُّ بِالْمِيزَانِ وَالْحَوْضِ الَّذِي

أَرْجُو بِأَنِّي مِنْهُ رِيًّا أَنْهَلُ

Mîzân ve Kevser’in hak olduğunadır ikrarım

Kana kana içmektir ondan ümidim ve ısrarım

وَكَذَا الصِّرَاطُ يُمَدُّ فَوْقَ جَهَنَّمٍ

فَمُسَلَّمٌ نَاجٍ وَآخَرُ مُهْمَلُ

Tasdik ederim Sırat’ı, serildi Cehennem üstü

Necat buldu onu aşan, gayri kaldı yüzüstü

وَالنَّارُ يَصْلاَهَا الشَّقِيُّ بِحِكْمَةٍ

وَكَذَا التَّقِيُّ إِلَى الْجِنَانِ سَيَدْخُلُ

Atılacak Cehenneme şakîler bir hikmet ile

O takva sahipleri ise girecekler Cennetlere

وَلِكُلِّ حَيٍّ عَاقِلٍ فِي قَبْرِهِ

عَمَلٌ يُقَارِنُهُ هُنَاكَ وَيُسْأَلُ

Kabrine girince akıl ve hayat sahibi kişi

Yanı başında bulur hesaba çekileceği işi

هَذَا اعْتِقَادُ الشَّافِعيِّ وَمَالِكٍ

وَأَبِي حَنِيفَةَ ثُمَّ أَحْمَدَ يُنْقَلُ

Nakledilegelen itikadı budur Şâfiî’nin

Mâlik’in, Ebû Hanîfe’nin sonra Ahmed’in

فَإِنِ اتَّبَعْتَ سَبِيلَهُمْ فَمُوَفَّقٌ

وَإِنِ ابْتَدَعْتَ فَمَا عَلَيْكَ مُعَوَّلُ

İttiba edersen onlara, olursun muvaffak

Bidat çıkarırsan yoktur sana inanacak

Şiir Notları

1) İbn Teymiyye Kimdir?

İbn Teymiyye olarak tanınan Takiyyüddin Ahmed b. Abdilhalîm el-Harranî hicri VII-VIII. yüzyılları arasında yaşamış ünlü bir alim ve müctehiddir.

İbn Teymiyye, 10 Rebiülevvel 661’de Harran’da doğdu. Babası ve dedesi Harran’da Hanbelî mezhebinin gelişimine katkı sağlayan alimlerdendi. Moğolların Harran'ı istila etmeleri üzerine 667’de ailesi ile birlikte Dımaşk’a göç etti. İlk eğitimine Dımaşk’ta babasının müderrislik yaptığı Sükkeriyye Dârulhadis’inde (دَارُ الْحَدِيثِ السُّكَّرِيَّة) başlayan İbn Teymiyye başta bu medresenin hocaları olmak üzere bölgenin önde gelen birçok alimlerinden ders aldı. Tabakat müellifleri onun 200’den fazla hocadan ders aldığını kaydetmektedir. Babasının vefatından sonra aynı medresede onun yerine dersler vermeye başladı. [1]

İbn Teymiyye çok güçlü bir hafızaya ve engin bir Kur’an ve Sünnet bilgisine sahipti. Hayatı boyunca müderrislik vazifesi dışında bir vazifede çalışmayan âlim İslam dünyasında tanınan büyük alimler yetiştirdi. İbn Kayyim el-Cevziyye, İbn Kesir, Zehebî ve Mizzî, İbn Teymiyye’nin rahle-i tedrisinden geçmiş büyük alimlerden birkaçıdır.

Geniş halk kitleleri ve yöneticiler nezdinde etkin bir nüfuza sahip olan İbn Teymiyye VIII. Yüzyılın başlarından itibaren çeşitli dinî ve siyasî tartışmalar içine girmiştir. En sert eleştirilerini tasavvuf ve ehl-i sünnetin itikadi mezheplerine yöneltmiş, dönemin otoritesi ulemâ ile karşılıklı tartışma içinde bulunmuşlardır. Selef çizgisini tavizsiz savunan âlim, hayatında emr-i bi’l-ma’rûf nehy-i ani’l-münker ilkesini titizlikle uygulamış, yanlış olduğuna inandığı davranışları, muhatabı kim olursa olsun tenkit etmekten çekinmemiştir. Bu sebeple devlet adamlarıyla ve geleneksel dini anlayışı savunan çevrelerle çok defa çatışmalar içine girmiştir. İslam’a tehdit olarak gördüğü unsurlara karşı bilfiil cihad etmiş ve halkı cihada teşvik etmiştir. [2]

İbn Teymiyye, dini görüşleri ve siyasi tutumları nedeniyle pek çok kez hapis cezasına çarptırıldı ancak hapiste bile görüşlerini dile getirmekten çekinmeyerek çeşitli eserler kaleme aldı. Dımaşk Kalesi'nde hapis hayatı yaşarken kaleme aldığı bir eser nedeniyle dönemin sultanı tarafından kâğıdı, kalemi ve mürekkebi elinden alındı. Kendisine çok ağır gelen bu muameleden sonra kendini ibadete verdi. Ancak kısa süre içinde üzüntüsünden hastalandı ve 20 Zilkâde 728’de hapishanede vefat etti. Sufiyye Kabristanı'na defnedilen âlimin cenazesine yaklaşık 200.000 erkek ve 15.000 kadının katıldığı rivayet edilmektedir.

İbn Teymiyye’nin etkisi yaşadığı dönemle sınırlı kalmamış İslâm düşünce tarihinde derin izler bırakmıştır. Her dönemde görüşlerinin savunucularının yanında sert muhalifleri de olmuştur. Bugün halen İslam dünyasında etkisini sürdürmekte olan âlimin hayatı, görüşleri ve mücadelesi hakkında pek çok eser yazılmıştır. [3]

2) Şair Bize Ne Anlatıyor?

“Kur’ân hakkında derim âyetlerde geçeni / Onun yüce bir kitap olarak tenzîl edildiğini / Tevil etmeden derim ki 'Allâh Celle Celâluhu, / Ve hidayete ulaştıran Mustafâ şöyle buyurdu.'”

Burada İbn Teymiyye o dönem halen gündemde olan “Halku'l-Kur’an” tartışmalarına cevaben Yüce Allah (c.c.) ayetlerde Kur’an’ı nasıl tanımlıyorsa kendisinin de o şekilde tanımladığını belirtiyor. Ayrıca Allah (c.c.) ve Resulünün sözlerini, üzerine çeşitli yorum ve teviller yapmadan kabul ettiğini dile getiriyor. [4]

“Haktır tüm sıfat ayetleri benim indimde / Saff-ı Evvel’in bize naklettiği şekilde / Nakilcilere bırakırım bu hususta mesuliyeti / Tenzih ederim tahayyülden Sıfat-ı İlâhî’yi”

Bu kısımda İbn Teymiyye Allah’ın (c.c.) sıfatlarını içeren müteşabih ayetlerin yorumlanmasına ilişkin tartışmalara cevap veriyor. Bu konuda Saff-ı Evvel’in yani Peygamberimizden sonra gelen ilk nesil olan sahabenin görüşlerine tabi olduğunu belirtiyor. Yine Allah’ın sıfatlarının insanın zihin dünyasında oluşacak her türlü temsil ve benzetmeden uzak olduğunu ekliyor. [5]

“Yazıklar olsun Kur’an’ı geriye itenlere / Delil istenince 'Ahtal şöyle der' diyenlere”

Bu beyit de yine Halku’l-Kur’an tartışmaları hakkında yazılmıştır. Dönemin kelamcıları Halku'l-Kur’an tartışmasında Kur’an’ın mahluk olduğunu mantıken ispat etmek için Hristiyan Emevî şairi Ahtal’ın (الْأَخْطَل) bir şiirini delil olarak öne sürmektedirler. İbn Teymiyye bu beyitte kelamcıların İslam inanç esaslarıyla alakalı bir mevzuda gayrimüslim bir şairin şiirini delil olarak kullanmasını tenkit etmektedir. [6]

Çeviri Notları

  • رُزِقَ الْهُدَى: Meçhul mazi fiili kalıbıyla kullanılan bu ifade hem “Hidayete erdirilsin” şeklinde dua cümlesi olarak hem de “Hidayete erdirildi” şeklinde haber cümlesi olarak anlaşılabilir. Bağlama daha uygun olduğu düşünülerek dua cümlesi anlamıyla tercüme edilmiştir.
  • الْقُرْبَى: Akraba anlamına gelen bu kelime ile şiirde Peygamber Efendimizin (s.a.v.) akrabaları kastedildiği için "Ehl-i Beyt" diye tercüme edilmiştir.
  • الطِّرَازُ الْأَوَّل: Herhangi bir şeyin ilk ve en iyi örnekleri, temsilcileri anlamına gelen bu ifade ile bağlamdan anlaşıldığı üzere Resulullah’tan (s.a.v.) sonra gelen ilk nesil olan sahabe efendilerimiz kastedilmiştir. Türkçeye de “Bir hareket veya oluşumun ilk temsilcileri” anlamında kullanılan Saff-ı Evvel ifadesiyle çevrilmiştir.

Yeni Kelimeleri Yoklayalım

Kaynaklar

Şiir için:

el-Âlûsî, N. (2006). Cilâʾü’l-ʿayneyn fî Muhâkemeti’l-Ahmedeyn, thk. ed-Dânî b. Münîr ʾÂl Zehvî. Beyrut: el-Mektebetü'l-asriyye, 76-77. 

el-Merdâvi, A. (2006). el-Leʾâliʾü’l-behiyye Şerh Lâmiyyetu Şeyhi’l-islâm İbn Teymiyye, thk. İyâd el-Kaysî. Beyrut: Dâru İbn Hazm. 

[1], [2], [3] Koca, F. (1999). İbn Teymiyye. TDV İslam Ansiklopedisi, 20, 413-414.

[4], [5], [6] el-Merdâvi, A. (2006). el-Leʾâliʾü’l-behiyye Şerh Lâmiyyetu Şeyhi’l-islâm İbn Teymiyye, thk. İyâd el-Kaysî. Beyrut: Dâru İbn Hazm.

Kapak Görseli:

Max Slevogt / Sandstorm in the Libyan Desert (1914)

Önceki
Önceki

Aşıklar Geçidi: Mahmud Teymur’un “En Sevdiğim Aşık” Adlı Yazısı ve Türkçe Çevirisi

Sonraki
Sonraki

Güzellere sesleniş: Ahmet Şevki’nin “Güzelsin Diye Onu Kandırdılar” Adlı Şiiri ve Türkçe Çevirisi